top of page
Düşler Diyarı'nın Renkli Ambalajı

— Alo, Aşkın Güngör?

 

Evet, buyurun…

 

— Sizin okurlara görsel bir şölen sunan Düşler Diyarı adlı kitabınızı okudum. Bir kitabı nasıl böyle bir film gibi canlı ve hareketli yazabildiniz?

 

O kitabı yazmaya başladığımda nereye gideceğini ben de bilmiyordum aslında. Yazarken taslak yapmamıştım. Gün boyunca konu tasarlıyordum, akşam evde saat sekizden, dokuzdan sonra yazıyordum. Bir sonraki bölümde ne olacağını günlük olarak tasarlıyordum. Belki bu etkidir kitabın dinamik olmasını sağlayan.

 

— Şimdi 28 yaşında olduğunuza göre, kitabınız yayımlandığında 25 yaşındaydınız. Öykünün satır aralarında verilen iletilerdeki olgunluğa şaşırmadım desem yalan olur. Psikolojiden, felsefeden, sosyolojiden bir parça derken, kitabınızda yaşamla ilgili her şey var. Bu bütünlüğü nasıl yarattınız?

 

Kitabı yazdığımda 24 yaşındaydım. Çok da genç bir yaş değil. Yoksul bir aileden geliyorum. Yaşam stilim hep bir adım sonrasını yaşayabilmek üzerineydi. Yoksullukla sırta binen dertler, sıkıntılar çok ağır oluyor, hele de çocuksanız. Evet, bunları yaşadım, ama elime geçen her şeyi de okurdum. Çok okur, çok yazardım. Sözünü ettiğiniz bütünlük, çok düşünmekten ve yeni bir dünya tasarlama arzusundan kaynaklanmış olabilir.

 

— Burada özel bir soru sormak istiyorum. Yoksuldunuz ama çok okudunuz! Bu nasıl olabiliyor?

 

Eğer bir kitabınız varsa, onu başkasıyla değiştirebilirsiniz, satıp yeni kitap alabilirsiniz, ödünç verebilirsiniz. İnsanlarımız kaçmayı çok sever, bilirsiniz. “Okuyamadım, çünkü param yoktu,” derler. Benim de yoktu. Ama ödünç aldım. Ödünç verdim. Paylaştım. Çevremdeki arkadaşlarım da böyleydi, çok okurlardı. Sonra oturur, birbirimize okuduklarımızı anlatırdık. 1980li yıllar çok zordu, belki çocuk olduğumuz için bize zor gelirdi, ama aç yattığımız geceler vardır. Aç uyurdum ama yine de kitap bulur, okurdum.

 

— Bu kitapla çocukların ceplerini küçük küçük sayısız mesajla dolduruyorsunuz. Üstelik her mesaj, Düşler Diyarı’nın renkli ambalajı içinde, hiç fark ettirmeden ulaşıyor algılara. Bu mesajlar sizin deneyiminizin birikimi mi, yoksa düşüncelerinizin kurgusu mu? Yani hâlâ bu kadar genç yaşta bu kadar olgun düşünebilme nedenlerinin arayışı içindeyim de…

 

Belki de kitapta çok fazla mesaj verdim. Bu düşünce beni huzursuz ediyor aslında. Çocuklara yönelik yazdığımdan mesajların üstü daha kapalı olmalıydı…

 

— Kitaba haksızlık etmeyin… Hem bu kitabın devamı olmalı gibi geliyor okura. Yani bu üç çocuk, yine okul kitaplığından yola çıkarak ilginç başka maceralara atılamaz mı?

 

Devamı var zaten. Adı “Beyaz Kitap”. Aynı anda dört ayrı taslağı bir arada yürüttüğümden, çok ağır ilerliyor.

 

— Nasıl taslaklar bunlar?

 

Biri “Beyaz Kitap”. Diğeri “Gohor” isminde bir bilimkurgu. Üçüncüsü, “Ateş Şarkıları”, yetişkinlere yönelik bir kitap. Diğeri de yine yetişkinler için “Ölü Köpekler.”

 

— Şu anda ne iş yaptığınızı ve zaman içinde ilgilendiğiniz uğraşları öğrenebilir miyiz?

 

Bir matbaada teknik sorumlu olarak çalışıyorum. Yaptığım işler arasında, yayıncılık, grafikerlik, yayın yönetmenliği de var. Çizgiroman ressamlığını profesyonel olarak sürdürebilmek için Alfa, Galaksi gibi çizgiromana yönelik yayıncılarla çalıştım bir ara. Daha sonra bir grup arkadaşımla birlikte Darkwood Sakinleri adlı dergi çıkarmaya başladık. Ardından Atılgan Bilimkurgu Dergisi’ni hazırladık. Her iki dergide de kaligraf, ressam, yazar olarak görev alıyorum. Örneğin, Atılgan’a bilimkurgu öyküler yazıyorum bir yandan. Yazarak nefes alıyorum aslında. Yazmazsam yaşayamam.

 

— Kaç kitabınız yayımlandı?

 

İki.

 

— İlk kitabınızın adı?

 

Ben Bir Kediyim. Bir şiir kitabıydı, 1993’de Alfa Yayıncılık tarafından yayımlandı.

 

— Ödülleriniz var mı?

 

1993’de SHP’nin düzenlediği “İnsan Hakları” konulu öykü yarışmasında Ve İp Gerildi! adlı öyküm birincilik ödülü aldı. 1996’da BU Yayınları’nın Roman Yarışması’nda Düşler Diyarı adlı kitabım Jüri Teşvik Ödülü aldı. Okullar arası birçok ödül aldım, onları saymıyorum.

 

— Size yazmak isteyen küçük okurlarınız için adresinizi verebilir misiniz?

 

xxxxxxxx xxxx xxx, İstanbul

 

— Son okuduğunuz çocuk kitabı?

 

Klasikleri okumayı çok seviyorum. Jules Verne’in kitaplarını tekrar gözden geçiriyorum. Bir Piyango Bileti adlı kitabını okuyorum.

 

— Teşekkürler…

 

Ben teşekkür ederim.

 

Cumhuriyet Kitap Eki, Aytül Akal, 10 Nisan 1999

bottom of page