top of page
Türk İnternet Söyleşisi (12 Nisan 2004)

TBD’nin düzenlediği bilim kurgu öykü yarışmasında Aşkın Güngör, Sevgilim Dans Edelim mi? başlıklı öyküsü ile birincilik ödülünü kazandı. Güngör öyküsünü, “artalanı bilim kurgu olan insanı tanıma çabası” olarak değerlendiriyor.

 

  • Yarışmaya katılmaya karar verme sürecinizi anlatır mısınız?

 

Türkiye Bilişim Derneği’nin bilim kurgu öykü yarışması düzenlediğini internette bir gezintim sırasında öğrendim. Uzun yıllardır üzerinde çalıştığım bilim kurgu öykülerinin arasından yaptığım bir değerlendirme sonucu Sevgilim, Dans Edelim mi?adlı öykümün uygun olduğuna karar verdim ve e-posta yoluyla gönderdim. Türkiye’de bilim kurgu edebiyatının gelişmesine yönelik böyle bir yarışmaya katılmak konusunda tereddüt yaşayıp yaşamadığımı soruyorsanız, hayır, hiçbir tereddüt yaşamadım.

 

  • Öykünüzde nasıl bir tema kullandınız? Kurgunuzu ve öykünüzü kısaca anlatır mısınız?

 

Tüm öykülerimde ve romanlarımda merkezde insan yer alır. Sevgilim Dans Edelim mi?öykümde de durum farklı değil. Belki de öyküye, artalanı bilim kurgu olan insanı tanıma çabası diyebilirim.

 

Öykü, uzaklardaki bir gezegende bir felaket sonrası tek başına kalmış bir karı – kocanın yaşamına değiniyor. Adam sözünü ettiğim felakette kötürüm kalmış. Kadın koca gezegendeki tek faal canlı olduğunu bilmenin ağırlığına dayanamayarak şizofren belirtiler göstermeye başlıyor. Kimi zaman son derece gaddar, kimi zamansa son derece şefkat dolu olan bu kadın, doğaldır ki, ruhsal gerginliğin tüm tepkilerini kocasına yöneltiyor. Ne var ki, öykünün ilerleyen kurgusu içinde, okur, kadının takındığı bu iki farklı kişiliğin sadece ruhsal nedenlerle değil, gezegenin insan korkularını soğuran ve onları dehşetli kabuslara çeviren yapısından da kaynaklandığını fark ediyor.

 

Yer yer, özellikle maddesel hayaletlerin belirdiği yerlerde fantastik sınırlarını zorlasa da, öykü, bilim kurgusal normları kullanarak finale ulaşıyor.

 

  • Öykü yazma sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Etkilendiğiniz veya gelişmeleri izlediğiniz konular nelerdir?

 

Öykü kurgulamak, kozada kıvranmak gibi. Abarttığımı sanmıyorum. Aklınızın içindeki o savruk düş parçaları kıvranıyor, deviniyor, çırpınıyor, metamorfoza uğruyor. Öykünün son noktasını koymadan “Oh!” demek mümkün değil. Çoğu gece yarım kalan bir öyküyü tamamlamak için uykudan kalktığımı bilirim.

 

Hemen her bilim kurgu sever gibi bilim kurgu ve fantastik yapıtları takip ediyorum. Bilimsel gelişmeleri takip etmekten de büyük keyif aldığımı söyleyebilirim. Yapmaya çabaladığım, bilim kurguyla fantastik edebiyat arasında var olduğu söylenen duvarın sanıldığı kadar kalın ya da sert olmadığını ortaya koymak. Tüm yazılarımda (öykülerde ve romanlarda) bilim kurguyla fantastik birbirine olabildiğine yakındır. Ama, yine de, sıkı bilimkurgu okurlarının hayalkırıklığı yaşamamasını sağlayacak denli “gerçek”e basar yapıtlarımın ayakları.

 

  • TBD’nin düzenlediği yarışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

TBD çok önemli bir işe önayak oluyor. Gönül ister ki, onların altı yıldır süren bu gayretleri daha fazla yer bulsun görsel ve yazılı medyada. Ne var ki, çok iyi bildiğimiz nedenlerden dolayı, bu tip önemli etkinlikler hep geri planda kalmakta. Bunda biraz TBD’nin kusurunu da görüyorum aslını ararsanız. Böylesi sıradışı bir etkinliğin medyada daha etkili yer almasını sağlamak için girişimlerde bulunabilirlerdi diye düşünüyorum.

 

  • Ekleyeceğiniz son bir konu var mı?

 

Eklenecek çok şey var tabii. Hele ki söz konusu bilim kurgu olunca. Yine de ben, şahsıma gösterdiğiniz ilgiden onur duyduğumu belirtmekle yetineceğim. TBD’nin ve bu etkinliğin izini süren sizin yaptıklarınız bilim kurgunun Türkiye’deki seyrinde önemlidir, bunu belirtmek isterim bir kez daha.

bottom of page